22 Temmuz 2010 Perşembe

DEVLET ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEYE DEVAM EDİYOR...



Van Merkeze bağlı Kurubaş Köyü'ne pikniğe giden ve Hacıbekir Kışlası'ndan geldiği ileri sürülen kurşunun kafasına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren 16 yaşındaki Canan Saldık'ın cenazesi, otopsi işlemlerinin ardından defnedildi. Otopsi sonucu küçük Canan’ın ölüm sebebinin beynine isabet eden 3.2 cm uzunluğunda mermi çekirdeği olduğunu gösteriyor. Köylüler bu merminin kışladan geldiğini kaydediyor.

Küçük Canan’ın ölümüne yol açan olay dün sabah yaşandı. Olay şöyle gelişti: Van'ın Çatak İlçesi'ne bağlı Eliaçık (Xasis) nüfusuna kayıtlı ve Eski Edremit Mahallesi'nde oturan Saldık ailesinin 5 çocuğunun en büyüğü olan 16 yaşındaki Canan Saldık, dün sabah saatlerinde ailesiyle birlikte dedesinin mezarının bulunduğu merkeze bağlı Kurubaş Köyü'ne gitti. Mezarlık ziyaretinin ardından dayılarıyla birlikte Hacıbekir Kışlası'nın yanında bulunan piknik bahçesine geçen ve burada eğlenen Saldık ailesi, akşam saat 18.30 sularında eve dönmek için toparlanmaya başladı. Canan Saldık'ın ailesi eşyaları toplarken, Canan da küçük kardeşini kucağına alarak sakinleştirmeye çalışıyordu. Bir anda kızının yavaşça yere yığıldığını fark eden anne Nuran Saldık, hemen kızına doğru koştu ve onu kaldırmaya çalıştı. Başından kanlar aktığını ve elide beyaz sıvı bir maddeyi gören anne Saldık şoka girdi. Canan'ı hemen araca alan aile fertleri, ilk olarak İpekyolu Hastanesi'ne geldi. Küçük Canan buradan da hemen Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastaneye getirilir getirilmez ameliyata alınan Canan, ameliyat masasında kurtarılamayarak yaşamını yitirdi.

OTOPSİ RAPORU

Daha sonra haber verilmesi üzerine hastaneye gelen savcı otopsi işlemlerine başladı. DİHA’nın haberine göre "Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağında" Canan'ın ölüm sebebi olarak beynine isabet eden 3.2 cm uzunluğunda mermi çekirdeğinin sebeb olduğu kaydedildi. Tutanakta şunlar belirtildi: "Cesedin kesin ölüm sebebi sağ oksipital bölgeden kafatasına giderek beyin zarları harabiyeti ve kanamasına neden olan ateşli silah mermi çekirdeğinden kaynaklanmaktadır. Mermi çekirdeği vücutta arkadan öne soldan sağa, aşağıdan yukarıya doğru bir yol izlemiştir. Atış mesafesi uzak atış mesafesindedir. Tahmini ölüm saati 3.5 saat öncesidir." Otopsi işlemlerinin ardından sabaha karşı Canan'ın cenazesi Şabaniye Mahallesi Mezarlığı'nda ailesi tarafından toprağa verildi.

KURŞUN ASKERE AİT

DİHA’da olaya ilişkin köylülerin anlatımları da yer aldı. Köylülere göre, son üç gündür Hacıbekir Kışlası'nın atış poligonunda askerlerin sabah ve akşam üzeri atış talimi yaptıkları, Canan'ı öldüren kurşunun da atış talimi sırasında Hacıbekir Kışlası'ndan geldiği yönünde. Köylüler Canan'a isabet eden kurşunun yanı sıra bir başka kurşunun da olay yerinin yaklaşık 500 metre uzağında bulunan Nejdet Orkin isimli bir köylünün camına isabet ettiği ve kurşunun evin içine düştüğünü belirtti. Köylüler, olay yerine gelip incelemede bulunan Jandarmanın kurşunun MG-3 kurşunu olduğunu belirttiğini söyleyerek, kurşunun askeriyeye ait olduğunu kabul ettiklerini ileri sürdü.

Savcı otopsi işlemlerinin ardından Kurubaş Köyü'ne giderek burada da incelemelerde bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

5 Temmuz 2010 Pazartesi

RESUL GÜR KARAKOLDA KATLEDİLDİ


(03.07.2010)- İstanbul'da gözaltına alınan Resul Gür'ün karakoldan cenazesi çıktı. Polis, "intihar etti" dedi. Ancak savcılık, "bu intihar şüpheli" diyerek soruşturma başlattı.
Resul Gür, geçtiğimiz Çarşamba günü İstanbul Güneşli'de Mazlum adındaki bir arkadaşıyla birlikte polis tarafından gözaltına alınarak, Başakşehir Karakolu'na götürüldü.
Gür'ün cenazesi, daha sonra "yüksek bir yerden atlayarak intihar etti" denilerek ailesine teslim edildi.
Gür'ün kardeşi Engin Gür, cenazenin teşhisi için Yenibosna Adli Tıp Morguna gitti. Engin Gür, kardeşinin vücudunda herhangi bir kırık olmadığını, kafasından ve yüzünden darp edildiğini tespit etti. Otopsiye giren Savcı da, ölümün sıradan bir intihar olmadığını ve inceleme başlattıklarını söyledi.
Gür'ün, 2004 yılında 9,5 ay cezaevinde kaldığı, bir dönem de BDP'de aktif olarak çalıştığı öğrenildi.

DEVLETİN KOLLUK GÜÇLERİ YİNE CAN ALDI


Yüksekova-Van karayolunun Akalın (Bajirgê) mevkiinde 15 Mayıs'ta karşıdan karşıya geçerken Yüksekova Emniyet Müdürlüğü'ne ait zırhlı aracın çarparak ağır yaraladığı 12 yaşındaki Turgut Gezer tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

Yüksekova-Van karayolunun Akalın (Bajirgê) mevkiinde 15 Mayıs'ta karşıdan karşıya geçerken Yüksekova Emniyet Müdürlüğü'ne ait zırhlı aracın çarptığı 12 yaşındaki Turgut Gezer, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi

Yoğun bakım servisinde tedavi görüyordu. Gezer 55 gündür sürdürdüğü yaşam mücadelesini kaybederek bu gün hayata gözlerini yumdu. Gezer'in cenazesi ailesi tarafından hastane morgundan alındıktan sonra Yüksekova Akalın mezarlığında toprağa verilecek.

devlet öldürmeye devam ediyor

Hatay'da operasyona çıkan askerler, kekik toplayan köylülere ateş açtı. Açılan ateş sonucu 2 köylü ölürken bir köylü de yaralandı. Hatay Valisi, ölenlerin asker kurşunu sonucu öldürüldüğünü doğruladı.

Alınan bilgilere göre, Hassa ilçesinin Dedemli köyü Şekerim Deresi mevkisinde operasyona çıkan askerler, bu sırada kekik toplayan köylülere ateş açtı. Açılan ateş sonucu köylülerden 61 yaşındaki Ali Dalmış ile 62 yaşındaki Mustafa Fil olay yerinde öldü. 75 yaşındaki Mehmet Sak ise yaralandı.

'GEÇİMİMİZİ KEKİK TOPLAYARAK SAĞLIYORUZ'

Askerlerin ateşi sonucu kekik toplayan köylülerden yaralanan 75 yaşındaki Mehmet Sak, 4 arkadaşıyla kekik toplamaya gittiğini, Dedemli köyü Şekerim deresi mevkisinde kekik toplayarak evinin geçimini sağladığını kaydetti.

Sak, şu an Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi görüyor. Sak’ın ‘’Sabah erken saatlerde Ali Dalmış, Mustafa Fil ve İbrahim Yalçın ile kekik toplamaya çık. Dört arkadaşımla kekik toplama gitmiştik. Ateş açılınca birden yere yattık, gözümü hastanede açtım. Bizim buralarda PKK yok, bazen ara sıra dolandıklarını söylentileri var ama kimse görmemiş, olayın nasıl olduğunu bizde bilmiyoruz. Biz her yıl yaylaya çıkarız. Bu olay bizde endişe verdi, can güvenliğimizi kim sağlayaca" dedi.

VALİ AÇIKLADI, TÜRK ORDUSU SESSİZ

Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, ölenlerin asker kurşunu sonucu öldürüldüğünü doğruladı. Lekesiz, yaptığı açıklamada, güvenlik güçlerinin kekik toplayan köylüleri PKK'li sandığını söyledi. Olaya ilişkin soruşturma açılıp açılmadığı konusunda açıklama yapılmadı. Türk ordusundan henüz bir açıklama gelmedi.

Türk medyası ise saldırının PKK tarafından yapıldığını ve bir köylünün de kaçırıldığını iddia etmişti.

‘PKK İLE KÖYLÜYÜ AYIRMAKTA ZORLUK VAR’

Sivillere yönelik TSK'nın bu saldırısı Genelkurmay Başkanlığı İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır'ın açıklamasından sonrasına denk geldi. Kır, geçen hafa "PKK'lilerle halkı birbirinden ayırmakta zorluk var" demişti.

Tümgeneral Fahri Kır bu açıklamasıyla, PKK'ye dönük operasyonlarda, askerler tarafından sivillerin de hedef alındığını itiraf etti.

Hayvancılık yapanların havaların ısınmasıyla birlikte yaylalara çıktığını hatırlatan Tümgeneral Fahri Kır, vatandaşların yaylaları serbestçe kullanmasının kendi istekleri de olduğunu iddia etti, ancak yaylalarda halkla PKK'lileri ayırmada zorluk çektiklerini açıklayarak, operasyonlarda hayvancılık yapanların da zarar görebileceğini söyledi.

8 Haziran 2010 Salı

Polis can almaya devam ediyor.



Katil polis katliamcı yüzünü bir kez daha gösterdi.Şırnak Silopi'de BDP tarafından yapılmak istenen barış yürüyüşüne polis saldırdı. 'Akrep' diye tabir edilen zırhlı tenekelerden birinin aşırı hızla çarpması sonucu 14 yaşındaki Fırat Basan öldü.Çarpmanın ardından metrelerce uzağa fırlayan Basan hastahaneye yetiştirilemedi.
Fırat'ın ölümünü duyan yakınları ve arkadaşları polisleri protesto etmek isterken polis biber gazı, plastik mermi ve joplarla bir kez daha saldırdı.Toplanan kitle ise kendini taş ve sopalarla savundu.Katil polise tepkilerini göstermek için bir olay yeri inceleme aracını yakan insanlar sık sık "katil polis" sloganları attı.

Şerzan Kurt polis-ülkücü işbirliğiyle öldürüldü.






Muğla'da 11 mayıs günü faşistlerin 2 yursever kız öğrenciye sözlü cinsel tacizle saldırmalarıyla başlayan olaylarda Şerzan kurt polis kurşunuyla öldürüldü.Yurtsever-sosyalist öğrencilerin faşistleri kovalmasının ardından polis gaz bombaları ve joplarla yurtsever-sosyalist öğrencilere saldırdı.Geceye kadar süren olaylarda Gültekin Şahin adlı polis tarafından ağır yaralanan ve hastahaneye kaldırılan Şerzan Kurt, bir kaç süren sonra öldü

Murat Konuş karakolda işkenceyle öldürüldü.



''Gasp'' iddiasıyla gözaltına alınan Murat Konuş'a İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü'nde tutulduğu sırada işkence yapılarak öldürüldü.Küçükçekmece'de evine yapılan baskınla gözaltına alınan Murat Konuş karakola yürüyerek girdi ama karakoldan cesedi çıktı.Yapılan işkenceler sonucu fenalaşan konuş battaniyeye sardırılarak Şişli Eğitim Araştırma Hastahanesine götürüldü fakat çok geçmeden öldü.Yapılan incelemeler sonucu Murat konuş'un "kafa travmasına bağlı beyin travması" sonucu öldüğü söylendi.

Hecer Uslu'ya 51 kurşunlu infaz

Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne bağlı Ortabağ Köyü'nde minibüsüyle hareket eden 23 yaşındaki Hecer Uslu, Jandarma'nın açtığı ateş sonucu öldürüldü. BDP Şırnak İl Başkanı Sekvan Aytu, minibüse 51 merminin isabet ettiğini kaydetti.
Uludere İlçesi'nde Ortasu Köyü'nden Ortabağ Köyü'ne giderken Şırnak-Hakkari Karayolu üzerinde Newala Şivişo mevkiinde "Dur ihtarına" uymadığı iddiasıyla taranarak sürücüsü Hecer Uslu'nun öldürüldüğü "73 M 00 49" plakalı minibüse "dur ihtarı" yapılmadan tarandığı belirtildi.

'DUR İHTARI YAPILMADI'

Minibüsün, Ortabağ Jandarma Karakolu'ndan Özcan Akdemir emrindeki timle devriye görevine çıkan Hecer Uslu'nun amcaoğlu Osman Uslu, olayı şöyle anlattı: "Devriye görevinde iken askerler odun getirmek için koruculardan biri bizimle gelsin dediler. Askerlerle birlikte asfalta kadar indik. Grubun Komutanı Üsteğmen Özcan Akdemir'di. Cadde üzerinde bana arkada kalarak, ne ses çıkar ne de silah patlat diye emir verdiler. Ben de tamam dedim. Askerler yolun kenarında sıralanmıştı. Araba karşıdan geliyordu. Üsteğmen askerlere yere yatın dedi ve araca ateş ettiler. Dur ihtarı falan yapılmadı. Birden araca mermiler yağdı. Araç yanımıza gelmeden Hecer yaralandığı için durdu. Daha sonra araçtan dışarı çıkardılar" dedi.

9 Ocak 2010 Cumartesi

Kürtçe şarkı söylediği için polis tarafından öldürüldü

Kürtçe şarkı söylediği için polis tarafından öldürüldü


Ankara'da Çankaya ilçesinde Emrah Gezer adlı genç, arkadaşının doğum gününü kutlamak amacıyla eğlendiği bir barda, Kürtçe şarkı söylediği için tartıştığı özel harekat polisi tarafından 3 kurşun ile öldürüldü. Olayın görgü tanıkları, polis memurunun Gezer'i hedef seçerek ateş ettiğini belirtti.Gezer ve arkadaşlarına küfür ve hakaretler yağdıran grup ile Gezer ve arkadaşları arasında tartışma çıktı. S.A. ve L.A. adlı Özel Harekat polisleri, Gezer’in Kürtçe şarkı söylemesi nedeniyle tartıştı. Tartışma bar sahiplerinin müdahale etmesinin ardından barın dışına taştı. Bardan çıkan Gezer, S.A. adlı Özel Harekat polisi tarafından 3 kurşunla vurularak öldürüldü.

'Polisler direk Emrah'a sıktılar'

Olay yerinde bulunan ancak ismini vermek istemeyen görgü tanığı, 5 kişilik bir grupla bir arkadaşlarının doğum gününü kutlamak için eğlenmeye gittiklerini ifade ederek, canlı müziğin bitmesiyle Kürtçe şarkılar söylediklerini kaydetti. Görgü tanığı, yan masalarında özel harekat polisleri ile birlikte oturan Sinem Uludağ isimli kadının 'Pis PKK'lılar, PKK'lılarla aynı ortamda kalamam' dediğini belirtti. Uludağ'ın, daha sonra kendilerine bardak fırlattığını, olayların büyümesi üzerine garsonların araya girdiğini dile getiren görgü tanığı, 'Kadın sürekli küfür ediyordu. Oranın sahibi ilk onları dışarıya çıkardı. Daha sonra biz de dışarıya çıktık. Dışarı çıktığımızda silah sesleri geliyordu. Bir ara baktık ki aniden Emrah yere yığıldı. Polis direk Emrah'a sıkıyordu. Arkadaşımızı sırtından vurdular' dedi.

OSMAN SANLI

Avcılar'da devriye gezen polisler tarafınan gözaltına alınan 20 yaşındaki Osman Sanlı Avcılar Firuzköy Karakolu'da öldürüldü

İzleyiciler